Haber

Psikolojiyi olumsuz etkileyen düşünceler nelerdir?

Pozitif düşünmenin gücünü artık hepimiz biliyoruz. “İyi düşün iyi olsun” deriz ancak arada sırada aklımıza uğrayan ufak tefek negatif düşüncelerin psikolojimizi nasıl bozduğunu, günlük hayatımızı ve ilişkilerimizi nasıl olumsuz etkilediğini fark etmiyor olabiliriz. Dahası, negatif düşünceler ömrümüzü kısaltıyor bile olabilir!

2009 yılında yapılan ve Circulation dergisinde yayınlanan bir araştırma, yaklaşık 100,000 kadın incelendi. Sonuçlara göre alaycı ve küçümseyici bir bakış açısına sahip kadınlar, daha pozitif düşünenlere kıyasla çok daha fazla kalp hastalıklarına yakalanma riski taşıyor. 2014 yılında yapılan başka bir araştırma ise, kin duygusunun zararlarını ortaya çıkardı. İnsanlara karşı düşmanca duygular beslemenin kronik stres, kaygı ve depresyon gibi durumları körüklediğini kanıtlayan araştırma, daha dost canlısı bir tutumu alışkanlık haline getirmenin ömrü uzattığı yönünde sonuçlar ortaya koydu.

Daha mutlu, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için kurtulmamız gereken bazı alışkanlıklarımız var. Uzmanların uyarılarını derledik; bizi hasta eden zehirli düşünceleri ve onlardan kurtulmanın yollarını sıraladık:

1- “Sonra yaparım”

Eğer zamanımız varsa bir şeyleri ertelemek bize geçici bir huzur ve keyif verebilir. Ancak biriken işler, uzun vadede daha çok strese neden olarak üzerimize yığılır. Erteleme alışkanlığı, stresi en çok tetikleyen alışkanlıklar arasında görülüyor. Bu alışkanlıktan kurtulmak kolay olmayabilir, özellikle ilk adımı sürekli ertelemek durumundaysanız! Ancak kendinize ulaşılabilir, küçük hedefler koyarak başlayabilir ve motivasyonunuzu artırmak için kendi düzeninizi kuracak şekilde planlamalar yapabilirsiniz. Yapmanız gereken 10 tane şey varsa, bunlardan en önemli olan 5 tanesini seçip kendinize bir zaman belirleyin. Küçük adımlarla başlamak her zaman kendinize karşı nazik olmanıza yardımcı olacak. “Ertelemeyi bırakmam lazım” diye kendinizi suçlamak yerine, “yavaş yavaş ertelemeyi bırakmaya başlıyorum” diyerek kendinizi cesaretlendirin.

2- “Dünyanın sonu geldi!”

Dünyanın korkunç bir yer olduğuna inanmak zor değil. Tek yapmanız gereken şey dünyada ve hayatınızda olup biten negatif şeylere odaklanıp iyi şeyleri hiç görmeyerek bir süre karanlıklara kapılmak… Amerikalı psikoterapist Robyn Gold, “Olayları olduğundan daha kötü bir şekilde yorumlarsak veya kötü bir şey olduğunda daha kötü şeylerin olacağını düşünürsek duygusal bir kısır döngünün içine gireriz” diyor ve felaket senaryolarıyla düşünmenin zararları konusunda uyarıyor: “Diyelim ki bir sınavda başarısız oldunuz. Kötü düşüncelere kapılırsanız bu durumu sınıfta kalacağınız, asla mezun olamayacağınız, bir iş bulamayacağınız ve hayatınızın sonuna kadar ailenizle yaşamanız gerektiği şeklinde yorumlayabilirsiniz!” Felaket senaryoları döngüsüne girmemek için, zor bir süreçten geçerken kendinizi daha iyisini yapabileceğiniz ve bu süreçten bir şeyler öğreneceğiniz konusunda cesaretlendirmeyi deneyin.

3- “Ben yetersizim”

Bir şeylerin istediğiniz gibi gitmemesi her zaman sizin yetersiz olduğunuz anlamına gelmez. Becerilerinizi ve başarılarınızı asla küçümsemeyin ve her zaman elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınızdan emin olun. Elinizden gelen bazen başarmak için yeterli olmayabilir. Yine de eksikliklerinize odaklanmak, zehirli düşünceleri beraberinde getirir ve motivasyonunuzu yerle bir eder. Sık sık iyi ve başarılı bulduğunuz yönlerinizi kendi kendinize sıralayın ve daima kendinize karşı nazik olun. Bir dostunuza ‘sen yetersizsin’ demezsiniz değil mi? Bunun yerine onu cesaretlendirmeyi ve motive etmeyi tercih edersiniz. Kendiniz için de aynısını yapın.

Haftaya sakin bir başlangıç için... Haftaya sakin bir başlangıç için…

4- “Kendini düşünmek bencilliktir”

Bencillikle ilgili bildiğimiz şeylerin çoğu yanlış! Çevrenizdeki insanlar, aileniz ve işiniz için faydalı olabilmeniz, kendi dengenizi sağlayabilmenizi gerektirir. Bunun için öncelikle kendinizi düşünmeli, kendinize iyi bakmalısınız. Siz daha iyi olursanız, çevrenize de daha çok faydanız dokunacaktır.

5- “Şu olursa mutlu olacağım”

Peki ya şimdi mutlu olamaz mısınız? 10 kilo verdiğinizde, bir sevgiliniz olduğunda, hayalinizdeki işte çalışmaya başladığınızda… Mutlu olmanız için bir şeyin gerçekleşmesini beklemeniz bir süre sonra şimdiki halinizden asla memnun olamamanıza sebep olur. Şimdi, şu anda, elinizdeki imkânlarla nasıl mutlu olabilirsiniz? Bunu keşfederseniz, ideallerinizi gerçekleştirmek için daha sağlıklı bir motivasyon elde etmiş olursunuz. 10 kilo vermek için küçük adımlar atmak, kalbinizi aşka açmak, hayalinizdeki iş için kendinizi hazırlamak da sizi mutlu edebilir. Bunların hiçbiri olmasa bile, dönüp baktığınızda bugünkü halinizde şükredecek pek çok şey olduğunu keşfedebilirsiniz. Şimdiki zamanda mutlu olmanız ideallerinize giden yolda işinizi daha da kolaylaştıracaktır.

6- “Böyle hissetmemem gerekir.”

Duygularımızı yeterince tanıyor muyuz? Öfke, hayal kırıklığı, coşku, sevinç, kıskançlık… Bunlar gibi daha pek çok duygu var. Belirli durumlarda bu duyguları hissetmek tamamen normal. İnsanlar duygularını seçebiliyor olsaydı, her zaman mutlu olmayı seçerdik, öyle değil mi? Elinizde olmadan kapıldığınız duygular için kendinizi suçlamak yerine, o duyguları tanımaya çalışın. Duygularınıza izin verin. Hiç kimse, bir durumda ‘öyle’ hissettiği için birilerine açıklama borçlu değildir. İyi ya da kötü, nasıl hissediyor olursanız olun, duygularınızı serbest bırakın. Siz duygularınız için kendinizi suçladığınızda, başkalarına da sizi suçlamaları için alan bırakmış olursunuz. Siz duygularınızla barıştığınızda ve kendinizi suçlamadığınızda, bu duyguların esiri olmak yerine onları sadece ‘hissedersiniz’. Ve bir şeyler hissetmek tamamen normaldir!

Mutluluğun sırrı 21 gün gülümsemek Mutluluğun sırrı 21 gün gülümsemek
7- “Hep benim başıma geliyor”

Algıda seçicilik diye bir şey duydunuz mu? Etrafta çok fazla kırmızı araba olduğunu birkaç kez söylerseniz, o gün gerçekten de bir sürü kırmızı araba gördüğünüzü fark edersiniz. Kötü bir şey olduğunda bunun ne sıklıkla tekrarlandığına odaklanmak yerine, o anki duygunuza ve olası çözümlere odaklanabilirsiniz. Bazı şeylerin sürekli sizin başınıza geldiğini düşünmek, kötü bir alışkanlıktır ve bu alışkanlığın size neler yaptığını onu bırakmadan asla anlayamazsınız!

8- “Keşke onun gibi olsam”

Özenmek ve kıskanmak, tamamen doğal ve çoğunlukla zararsız duygulardır. Ancak bu duygulara ‘kapılmak’, bizi zehirli bir düşünce döngüsüne sokabilir. Birinin sizden daha iyi olduğunu, daha güzel göründüğünü, daha özgüvenli olduğunu, daha mutlu olduğunu düşünebilirsiniz. Yine de gördüğünüzün sadece bir ‘imaj’ olduğunu ve o kişi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilemeyebilirsiniz. Siz sadece size gösterileni görüyorsunuz. Özenme ve kıskanma duygularını ilham alma motivasyonuna dönüştürmek elinizde. Beğendiğiniz, harika olduğunu düşündüğünüz birini ilham kaynağınız haline getirmek yerine onun gibi olamadığınıza üzülmeyi seçerseniz, alabileceğiniz ilhamı ziyan etmiş olursunuz!

Gerçekten mutlu insanların umursamadığı 15 şey‏

İşte gerçekten mutlu olabilen insanların umursamadıkları 15 şey…

16 Gerçekten mutlu insanlar, hayatları olumsuz şeylerle dolu da olsa, pozitif zihniyetlerini korurlar. Bu insanlar güçlü etik anlayışları ve dürüstlükleri ile iyimser bir hayat yaşarlar. Ayrım yapmadan, herkese karşı nazik, sevgi dolu, sevecen ve şefkatlidirler. Onlara baktığınızda ne kadar kendinden emin, memnun ve kim olduklarıyla barışık olduklarını görürsünüz. Çünkü gerçekten mutlu olabilen insanların umursamadıkları birkaç şey var. Yığınla mülkiyet sahibi olmayı umursamazlar Elbette ki lüks arabalar, köşkler ve bankada yığınla nakit güzel şeyler. Ancak bunlar mutluluğu ve başarıyı garanti etmez. Gerçekten mutlu kişiler, kaynaklarını insanların hayatlarına değer katmak ve saygın, mütevazı bir hayat yaşamak için kullanmayı tercih ederler. Karşılık beklemezler Beklenmedik bir iltifat ya da ödül herkesi mutlu eder. Ancak kimileri övgüler ya da ödüller için can atarken; gerçekten mutlu kişiler başkalarına yarım ederken karşılık beklemezler. Bu insanlar için ödül, birilerinin hayatına değer kattıklarını biliyor olmaktır. Toplumun beklentilerine uymayı umursamazlar İnsanlar toplumun beklentilerini karşılayabilmek için uğraşırken sürekli baskı altında kalırlar; bu durum son derece stresli ve bunaltıcı olabilir. Gerçekten mutlu insanlar için ise bu standartlar hiçbir anlam ifade etmez. Yalnızca kendilerine bakar ve ne doğru hissettiriyorsa onu yaparlar. Böylelikle derin bir tatmin ve mutluluk hissi yaratabilecek güce sahip olurlar. Önyargılara aldırmazlar Kimi insanlar, ait olmadıkları kültürel, sosyal ya da dini gruplar hakkında önyargı beslerler. Gerçekten mutlu olanlar ise bunların hiçbirine aldırış etmezler. Doğru olmayan yaklaşımlara ya da dil, din, ırk ya da cinsiyet gibi kavramlara dayanan ayrımcılık yapmadan herkese eşit şekilde muamele ederler. Sizi yalnızca kim olduğunuz ve neler yapabileceğinizle yargılarlar. Başkalarının onayını ya da doğrulamalarını umursamazlar Mutlu insanlar, onlar hakkında ne düşündüğünüzü pek umursamazlar; çünkü sahip oldukları değeri zaten bilirler. Başka insanların söylemek istediklerini dinlerler; ancak kimsenin onayını aramazlar. Yalnızca yapılması gerekeni yaparlar ve kötümser kişilerin cesaretlerini kırmalarına izin vermezler. Her zaman haklı olmaya çalışmazlar Gerçekten mutlu insanlar, ara sıra haksız olmaya aldırış etmezler. Sonuçta hiç kimse her şeyi bilemez ya da hayatın tüm yanıtlarına sahip olamaz. Hatalı olduğunu kabul ederek doğru olanı öğrenebilmek için kapıları açmış oluruz. Gerçekten mutlu insanlar dinler ve kimi zaman kendi fikirlerine zıt olsa da akla yatkın fikirleri uygularlar. Olanak sağlamaya elverişli olmayan ortamları umursamazlar Gerçekten mutlu insanlar, kendilerine pozitif uğraşlar sağlayamayacak çevrelere aldırmazlar. Çünkü bunların stres dolu olduklarını, mutluluklarını azaltacağını ve hatta zararlı olabileceklerini bilirler. Bunun yerine huzur dolu parklar gibi pozitif hareketleri ve seçimleri kolaylıkla ve keyifle yapabilecekleri yerlere değer verir ve onları korumaya çalışırlar. Toplumsal karşılaştırmaları umursamazlar Gerçekten mutlu insanlar, kendilerini başkalarıyla karşılaştırmazlar. Benzer başarıya ulaşabilmek adına başkalarının daha iyi yaptıkları şeyleri öğrenmeye çalışırlar; ancak daima kendi gelişimlerine odaklanırlar. Bu durum onları daha mutlu yapar ve kıskançlıktan, kinden ve başkaları üzerinde sağlıksız bir üstünlük algısından korur. İnsanların işlerine burunlarını sokmazlar Gerçekten mutlu kişiler, başkalarının işlerine müdahale etmezler. Elbette ki talep ettiğiniz noktada yardımınıza koşarlar ve yalnızca belirgin bir şekilde yanlış yönde olduğunuzda karışırlar; ancak başkalarına yardım etmeye kalkışmadan önce kendi problemlerini çözerler. Bu durum, odak noktalarını kaybetmemelerine ve yalnız kalmak isteyen insanlarla yaşayacakları tartışmalardan kaçınmalarına yardımcı olur. Dedikoduları dinlemezler Gerçekten mutlu kişiler dedikodulara ve söylentilere aldırış etmezler. Kendi hayatlarıyla tatmin olurlar, başkalarının hayatlarında neler olduğunu bilmek gibi bir arzuları yoktur. Zarar veren ilişkileri sürdürmezler Zehirli ilişkiler, yalnızca lakap takma ya da daha kötüsü fiziksel şiddet gibi belirgin kötü davranışlara yol açmakla kalmaz; aynı zamanda sürekli şikâyet etme ya da ruh halinde sık sık değişimler gibi fark edilmesi zor şeyleri de beraberinde getirir. Gerçekten mutlu insanlar, bu türdeki ilişkileri umursamazlar, çünkü bunlardan yalnızca kötü sonuçlar elde edeceklerini bilirler. Mutlu insanlar, kendilerini hayatı dolu dolu yaşamak isteyen ve neşe getiren sağlıklı ilişkiler kurabilen iyimser kişilerle çevrelerler. Yalanları umursamazlar Herkes hayatında bir kez bile olsun yalan söylemiştir. Ancak kimileri hiç güçlük çekmeden yalan söyleme eğilimindedirler. Gerçekten mutlu insanlar, bu kişileri ve yalanlarını umursamazlar. Hayat, yalanlarla ve hileyle kurulduğunda, parçalanması daha hızlı olur. Gerçekten mutlu insanlar bu gerçeğin farkındadır ve gerçeği çarpıtmaktansa hiç açıklama yapmamanın daha iyi olduğunu bilirler. Kin gütmezler Herkes, başka insanların hareketleri ya da sözleri tarafından incinmiştir. Bu kişilere karşı kin gütmek kolaydır; ancak gerçekten mutlu insanlar, kin gütmenin düşüncelerini ve muhtemelen davranışlarını zehirleyecek kesin bir yol olduğunu bilirler. Mutlu kişiler affeder ve yollarına devam ederler. Şikâyet etmeyi umursamazlar Şikâyetler, doyurucu olmayan bir yaşamın meyveleridir. Gerçekten mutlu insanlar, şikâyet etmezler; çünkü hayatları onları tatmin eder. Sürekli sızlanan kimseleri de umursamazlar, çünkü bu kişiler ruhları için bir eziyettir. Gerçekten mutlu insanlar, sahip oldukları için minnettar; gelecek için de umut doludurlar. İntikam almayı umursamazlar Son olarak, hayatınızı mutlu bir şekilde yaşamak istiyorsanız, bir insana karşı aktif olarak intikam arama lüksünüz olmadığını bilmelisiniz. Gerçekten mutlu insanlar, intikamı kadere bırakırlar. Barış yapar ve bu negatif enerjiyi, daha pozitif ve üretici bir şeye dönüştürmek için yollar arar.

Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu